Enerji Etkin Bina Tasarım ve Uygulamaları

Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 9 milyar insana ulaşması ve gıda talebinin yüzde 60 artması öngörülüyor. Artan nüfus ve artan enerji tüketiminin etkisiyle de sera gazları emisyonlarının 2030’da iki katına, 2100 ‘de ise üç katına çıkması bekleniyor. Ve yüzyılın sonunda Dünya ortalama sıcaklığının 4C  artışı öngörülüyor.
Küresel ısınmanın Dünya’ya verdiği zararlara bakacak olursak;  bölgelere göre değişen mevsim özellikleri, buzulların erimesi, deniz suyu seviyesinin artması (2100 itibariyle 50 cm yükselmesi), asidik okyanus suyu, kasırga, fırtına, tayfun gibi iklim felaketlerinin artışı başta olmak üzere tüm insanlığı ve dünyayı tehdit eden büyük bir felaket senaryosu karşımıza çıkmaktadır.
Aşağıda  Dünya’da ve Türkiye’de  yıllara göre ‘sera gazları emisyonu’ grafikleri bulunmaktadır.

Toplam sera gazları emisyonunun 75%’i fosil yakıt kullanan enerji üretimi ve tüketimi kaynaklıdır. Ülkemizde de durum pek farklı değildir. Aşağıdaki grafikte yıllara göre enerji üretimi için kullanılan kaynaklar gösterilmektedir.

Ülkemiz için fosil yakıt temelli enerji üretiminin bir diğer dezavantajı da cari açığımızın da en önemli payına sahip enerji konusunda bağımsızlığımızın tehditir. Ülkemizde kullandığımız fosil yakıtın 60% ı dışarıdan ihraç edilmektedir. Her yeni yıl bina stoğumuza eklenen 100.000 yeni bina ile yıllık enerji harcamamız da yaklaşık 5% artmaktadır. Tüm bu koşullar gösteriyor ki ülke ve Dünya olarak enerji üretim ve tüketimimi konusunda yeni çözümler için daha büyük adımlar atmalıyız.
Ülkeler geç de olsa bu konuda tedbirler almaya ve iyileştirmeleri hayata geçirmeye başladılar.Başta Avrupa Birliği ve ABD olmak üzere Türkiye de bu iyileştirmeler adına bazı hedefler koymuş ve standartlar geliştirmiştir. Avrupa Birliği ülkerinde yeni yapılacak binalar ve eski binaların dönüşümleri nZEB, nnZEB gibi binaların enerji sarfiyatını  sınırlayan  kanunlara tabi tutulmuş; EN 15316-1 (Binaların enerji performans standardı), EN 15603,2008 (Sağlanan-satılan enerji ve CO2 emisyon katsayısı) gibi standartlar ile de sınırlamıştır.  ABD de ise USGBC (US. Green Building Council) tarafından LEED (yeşil bina) sertifikasyonu konusunda çok ciddi girişimler mevcuttur. Ülkemizde de bu konunun önemi kavranmış ve 2023, 2053, 2071 yılı eylem planlarına “Sıfır enerjili binalar” dahil edilmiş ve enerji verimliliğini arttıran projelere için devlet destekleri sunulmaktadır.
Sera gazları emisyonunu azaltmanının yolları elektrik üretimini yenilenebilir enerji teknolojileri ile yenilemek ve harcanan enerji miktarını düşürmektir. Üretilen toplam enerjinin yaklaşık 35% ‘ inin konut ve işyerlerinde ve yine bu enerjinin 70%’inin ısıtma-soğutma-havalandırma ve sıcak su üretiminde tüketildiğini göz önünde bulundurulduğunda binalarda ve tesisatlarda yapılacak iyileştirmeler bireysel enerji giderlerimizi düşürecek; ülkemizin çıkarlarını koruyacak; Dünyamızın sürdürülebilirliğini sağlayacaktır.
Hegel Mühendislik olarak sürdürülebilir bir gelecek için şart olan “Enerji Etkin Bina” projelendirilmesi (tasarım ve kurulum) konusunda ihtiyaca ve şartlara göre optimize edilmiş hizmetleri ve çözümleri sunuyoruz;
- TS-825 Binalarda ısı yalıtım kurallarına uygun mantolama
- Pasif ve hibrit (mekanik destekli) yöntemler ile Isıtma-Soğutma-Havalandırma
- Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve iklimlendirme teisatlatına entegrasyonu
- Toprak/Su kaynaklı yüksek verimli ısı pompaları, absobsion/adsorbsiyon çevrimli soğutma sistemleri, desiccant nem almalı soğutma sistemleri, kojenerasyon trigenerasyon sisteleri gibi yüksek verimli tesisat tasarımları ve montajı
- Gri su, yağmur suyu gibi atık suların verimli bi şekilde geri dönüşümü
- Yıllık enerji analizi ve simulasyonu
- Bütünsel tasarımda diğer disiplinler ile koordinasyon
Detaylı bilgi almak için lütfen iletişime geçiniz.